25 Şubat 2015 Çarşamba

Mülakat Günü Grip Oldum Hayata Küstüm


                                       

Tam da grip mevsimindeyiz. Bu havalarda kendimizi ne kadar korursak koruyalım, grip olmaktan kaçamıyoruz.

İş arıyorsunuz ve önceden planlanan görüşmeleriniz var. Hiçbir şey grip olmanızdan daha kötü olamaz. Evde kalıp dinlenmeniz, kızarmış bir burunla, bir elinizde peçeteyle mülakata gitmekten daha iyidir.

Ancak görüşmeyi ertelemeniz iş başvurunuzu tehlikeye atacaktır. Mülakatı ertelemek istediğinizde size başka bir mülakat tarihi vereceklerini bilemezsiniz. Önemli bir nedeniniz yoksa iş görüşmelerinizi asla ertelemeyin.

Mülakata gidemeyecek kadar hasta olduğunuzu düşünüyorsanız, mülakatı ertelemek için işe alım uzmanını arayın. Bir ya da iki gün önce bildirmek en uygun olanı ancak mülakat günü aramanız gerekiyorsa mümkün olduğunca erken aramaya dikkat edin. Sekreteri arayıp ona mesaj bırakmayın. Görüşmeyi yapacak işe alım uzmanına ya da asistanına ulaşmaya çalışın. Okunmaması ihtimalini de düşünerek mail göndermeyin. Hiç kimseye ulaşamadığınız zaman son çare mail gönderin. E- mail de mazeretinizi açıklamadan önce hangi pozisyon için nerede, ne zaman kiminle görüşme yapacağınızı da belirtin.

İşe alım uzmanına ulaştığınızda görüşmeyi ertelemenin mümkün olup olmadığını sorun ve neden iptal etmek istediğinizi kısaca açıklayın. Telefonu kapatmadan önce gösterdikleri nezaket için teşekkür etmeyi de unutmayın. İkinci bir mülakat tarihi verildiğinde mutlaka onlara uyun.

Pek çok kurum mazeret göstermeden iş görüşmesine gelmeyen adayları kara listeye alıyor ve ilerleyen zamanlarda farklı pozisyonlar için bile adaya ikinci bir şans vermiyorlar.

Yapmanız gereken en iyi şey gripten kurtulmak. Gripten kaçamadıysanız sağlığınız ve iş arayışınız için bol bol dinlenin ve C vitamini alın.

 

 

 

Kaynakça: Bradley, Arleen, 2015, Interview and the Flu: What I do

16 Şubat 2015 Pazartesi

Saçı Uzun Aklı Kısa


Kadın neden çalışır ki?
Otursun evinde, evinin hanımı olsun!
Ama ben illa çalışacağım diye tutturursa uyması gereken kurallar vardır. Ülkemizde çalışan kadın olmak öyle kolay değildir.
Çalışmayı Düşünen Kadına Pardon Bayana Tavsiyeler
Öncelikle sen kadın değil bayansın!
Erkeklerle eşit koşullarda çalışmayı ancak rüyanda görürsün!
Evinin temizliğini,  kocanın ütüsünü aksatma!
Çok gülme hatta hiç gülme!
Çalışma arkadaşlarına şakalar yapma!
Kadın olduğunu asla hissettirme!
Mini etek giyme!
Topuklu ayakkabı hiç giyme!
Saçını sarıya boyatma!
Bakımlı olma!
Terfi edeceğim gibi hayaller kurma. Unutma erkekler senden daha zeki!
Aynı işte erkekten daha az maaş alacağını bilerek çalışmaya karar ver!
Annelik rolünü unutma!
Yanında edilen küfürleri duymamazlıktan gel!
Öğretmenlik, hemşirelik gibi feminize olmuş işlerde çalış. Mühendislik, belediye başkanlığı sana göre değil!
Kendini göstermek için erkekten daha yüksek performansla çalış!
Eşinin çalışmanı desteklemesini bekleme!
Erkekler senden emir almak istemeyecek bunu unutma!
Sen kadınsın, duygusalsın çalışmak senin neyine…

Yazacak çok şey var aslında... Erkek egemen çalışma hayatında kadın olarak çalışmak gerçekten zor.

12 Şubat 2015 Perşembe

Urfa'da Oxford Vardi Da Biz Mi Gitmedik?


Sahte diploma vakalarını son günlerde sıkça duyuyoruz. Beni en çok şaşırtan ise bu olayın TÜBİTAK'da yaşanması oldu. TÜBİTAK gibi bir kurum bile sahte diplomalı birini fark edemiyorsa diğer kurumları düşünmek bile istemiyorum.
Sahte diploma alanlar, yıllarca okumuş uğraşmış insanların hakkını yiyip iş bulmanın yanı sıra, kurumlardan haksız maaş alarak kurumları da zarara uğratıyorlar.
 
İnsan kaynakları çalışanı olarak işe yeni başlayacak adaylardan istediğimiz diploma ya da sertifikaların doğruluğunu sorguluyor muyuz?
Benim cevabım koca bir H A Y I R!

Pek çoğumuz adaya güveniyoruz.  Ancak sahte diplomalıların oldukça profesyonel olduklarını unutmamalıyız. Bu kişiler mülakattan önce yoğun bir makale- tez okuma dönemine giriyorlar. Sahte diploma aldıkları bölümle ilgili sertifika programlarına, seminerlere katılıp, literatürü su gibi içiyorlar. Oldukça hazırlanmış bir şekilde mülakata geldikleri için ilk etapta fark edilmeleri güç. Mülakatlarda ve yazılı sınavlarda sahte diploma sahiplerinin diğer adaylardan daha başarılı olması, yakalanmamak için çok çalıştıkları dikkate alındığında şaşırtıcı bir sonuç değil.

Sahte diplomaların önüne geçmek aslında çok kolay. Üniversiteler,  mezunlarını kendi web sayfalarında yayınlayabilirler.   Ya da YÖK işverenlerin şifreleriyle giriş yapabileceği “ Mezun Sorgulama Sistemi “ oluşturabilir. 

Sahte Diplomaların Bilinmeyenleri

En çok tercih edilen üniversite ODTÜ.
Kim ODTÜ’den mezun olmak istemez ki. Sahte diploma almak isteyenler;  madem üniversite mezunu oluyorum olmuşken ODTÜ olsun diye düşünüyorlar galiba.

Türkiye genelinde en çok Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinde yaygın.
Sahte diplama ücreti 3 bin ile 40 arasında değişiyor.
Doğu bölgelerinde sahte diploma almak daha ucuz. Ancak Batı’ya doğru gidince 40 bin liraya kadar çıkabiliyor.

Sahte diplomalar tek kişi tarafından satılmıyor.
Sahte diploma satan 30 kişilik çeteler de var. Hatta bu çeteler bir matbaa kurup işi profesyonelliğe dökmüşler.
Meslek Yüksek Okulundan mezun bir insan kaynakları çalışanı işe başlayacak bir adayın diplomasını iyi niyetle ( ! ) belki günün birinde lazım olur diyerek fazladan fotokopi çekmiş. Daha sonra isim kısmını değiştirerek kendine sahte bir diplama hazırlamış.

Pek çok sahte diploma çeşidi var.
Para karşılığı istediğiniz üniversitede,  lisede istediğiniz bölümde okuyabiliyorsunuz. Bununla da yetinmeyip kariyer basamaklarını hızlı tırmanmak isteyenler yüksek lisans ya da doktora da yapabiliyor. Sahte diplomayla profesör olmak da mümkün.
Sahte ustalık, kalfalık belgesi de mevcut.

Sahte diplomayla en çok tercih edilen iş devlet memurluğu. 
KPSS’ye girip karı koca öğretmen olarak atananlar bile var.
Beni en çok şaşırtanlardan biri de, Balıkesir’de 42 kişinin sahte diplomayla mimarlık yapması oldu. Bu 42 kişi Kıbrıs’taki özel üniversiteler adına düzenlenmiş sahte diplomalarla YÖK’ten denklik alıp bu denklikleri notere onaylattıktan sonra “ Mimarlar Odası “ na kayıt yaptırmışlar. Gerçek bir mimar gibi birçok şehirde belediyelerle birlikte proje yapmışlar. Gerçeğin ortaya çıkmasıyla birlikte imzalar geçersiz olduğu için bu projelerin ruhsatlarının iptal edilmesi söz konusu.

Kısa dönem askerlik yapmak için sahte diploma alanlar da var.

 
İş bulamayan üniversite mezunları da yurt dışındaki üniversitelerden mezun olmuş gibi sahte yüksek lisans, doktora belgesi alıyorlar.

Sahte diploma almak, İş Kanununun ahlak ve iyi niyet kurallarına uymamaktadır.
İş Kanunun 4857/25.maddesine göre işverene haklı nedenle fesih hakkını doğurmakta.
Sahte diploma alanlar hakkında evraktan sahtecilik suçundan, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılabilmektedir.
 
Forumlardan birinde rastladığım bir yorumu da hiçbir ekleme yapmadan sizinle paylaşmak istiyorum.
Şimdi arkadaşlar benim bir arkadaşım, çok iyi niyetli çalışkan bir insan ama lise terk. Çalışıp para kazanması lazım, lakin lise mezunu olmadığından iş bulması hayli zor.
Market zincirlerinde iyi işler var A101, BİM gibi. Ama lise diploması istiyorlar.
Arkadaşımada uygun bir iş. Şimdi ben kendi lise diplomamı biraz bilgisayar yardımIyla bilgilerini değiştirip fotokopi şeklinde arkadaşımınmış gibi yaparım.
Zaten böyle işyerleri fotokopi istiyorlar. Fotokopi olarak veririm.
Benim size sormak istediğim, böyle çalışma yerleri bunun sahte olduğunu anlarlar mı? Anlarlarsa arkadaşım tanımadığım birinden satın aldım dese arkadaşımda ceza yer mi? 
Lütfen kimse gitsin okusun demesin arkadaş zaten aöf de okuyor ama ekonomik olarak zorluklar yaşadığından okuyamamış ve şimdi dört yıl aöf de okurken de iyi bir işte çalışmak istiyor.
Ve de gerek diksiyonu gerek oturup kalkışı giyinişi gayet prezantabl bir arkadaş. O işi çok rahat yapabilir.


Biz İnsan Kaynakları Uzmanı olarak sahte diplamaların önüne nasıl geçebiliriz? Önerilerinizi bekliyorum.

Keyifli okumalar...

8 Şubat 2015 Pazar

Ofiste Yapılmaması Gereken 50 Sakıncalı Hareket


Dört gözle beklediğiniz terfiyi sizin yerinize işi hiç bilmeyen, sevimsiz çalışma arkadaşınız aldı. Oysaki terfi sizin hakkınızdı. Ondan eksiğiniz yok fazlanız var.
İşi bilmek, o konunun uzmanı olmak önemli ama bir yere kadar. Sizi başkalarından ayıran iş yapış şekliniz, davranış özellikleriniz. Genel davranış şekliniz tahmin ettiğinizden daha önemli.  Şu anda çalıştığınız kurumdaki yöneticilerin davranış şekillerini, diğer çalışanlarla iletişimini gözlemlemekle işe başlayın. Onları diğerlerinden ayıran özellikleri siz de hemen fark edeceksiniz.
Terfi almak, yönetici olmak istiyorsanız diğer çalışanlara ilham vermelisiniz. Onlara örnek olacak davranışlar sergilemelisiniz.
Şu andaki işinize göre değil, istediğiniz işe göre davranışlar sergileyin. Nasıl olsa asistan& eleman pozisyonunda çalışıyorum, bunlar benden beklenen davranışlar değil, özenli davranmama gerek yok diye düşünüp hata yapmayın. Bu tarz kaba, diğer çalışanları rahatsız edebilecek davranışlar sergilemeyin yoksa iş hayatında memur doğar, memur olarak ölürsünüz. Başkalarının terfisini kıskanarak uzaktan izlersiniz.
Ofiste uyulması gereken yazılı olmayan kurallar vardır. Bu kurallar daha çok başka başkalarını rahatsız etmemek için dikkat edilmesi gereken görgü kurallarıdır. Görgü kuralı deyince hafife almayın, maddeleri okuyunca kendinizden de çok şey bulacaksınız.
Aşağıda maddelenmiş davranışlardan en az beşini yapıyorsanız sizin için tehlike çanları çalıyor demektir. Neden terfi almadığınıza şaşırmamalı…
Ofiste Yapılmaması Gereken 50 Sakıncalı Hareket
  1. Sürekli selfie çekmek,
  2. Masanın altında ayakkabı çıkarmak,
  3. Yüksek sesle konuşmak,
  4. Tırnak kesmek,
  5. Sakız çiğnemekle yetinmeyip balon şişirmek,
  6. Sürekli şarkı mırıldanmak,
  7. İşe geç kalacağım diye sürülemeyen ojeleri ofiste sürmek,
  8. Kahve içip üzerine bir de falına bakmak,
  9. Ter kokmak,
  10. Burun, kulak karıştırmak,
  11. Küfürlü konuşmak,
  12. Yöneticilerin, çalışma arkadaşlarının taklidini yapmak,
  13. Sevgilinizle uzun uzun telefonda konuşmak,
  14. Makyaj yapmak,
  15. Kahkahalarla gülmek,
  16. Depresyondan bir türlü çıkamamak,
  17. Kurumun politikalarından sürekli şikâyet etmek,
  18. Çıt çıt çekirdek yemek,
  19. Müstehcen fıkralar anlatmak,
  20. Çok konuşmak,
  21. Bilgisayarda video, film izlemek,
  22. İş arkadaşlarına X Hanım, Y Bey demek yerine, ağbi, abla şeklinde hitap etmek,
  23. Çalışırken çok ses çıkarmak,
  24. Her şeye muhalif olmak,
  25. Uyumak,
  26. Yalan söylemek,
  27. Masada sivilce sıkmak,
  28. Kendi kendine konuşmak,
  29. Şapırdatarak bir şeyler yemek,
  30. Başkalarını rahatsız edecek şekilde müzik dinlemek,
  31. Yakın çalışma arkadaşlarına asılmak,
  32. Başın ağrısa izin istemek,
  33. Sürekli iş yoğunluğundan şikâyet etmek,
  34. Sarhoş olmak,
  35. Herkesi eleştirmek,
  36. Bolca dedikodu yapmak,
  37. Tespih çekmek,
  38. Vaktinin çoğunu internette geçirmek,
  39. Su içerken gargara yapmak,
  40. Keyfine göre çalışma arkadaşlarına sormadan klimayı, pencereyi açıp kapatmak,
  41. Astım hastası olan çalışma arkadaşınıza inat parfüm sıkmak,
  42. Uygunsuz giyinmek,
  43. Tırnak, ayakkabı vb. temizliğine dikkat etmemek,
  44. Çalışma arkadaşlarınla sokak ağzıyla tartışmak,
  45. Buram buram hacı yağı kokmak,
  46. İşe geç gelmeyi adet haline getirmek,
  47. Özel hayatından bahsetmek & akrabalarını çekiştirmek,
  48. Sanki evdeymiş gibi gerilerek esnemek,
  49. Elinden aynayı düşürmemek,
  50. Sen hariç diğer çalışanların çalışmadığından, bütün iş yükünün sende olduğundan yakınıp durmak, 







Not:  Liste zaman zaman güncellenecektir. Eklemek istedikleriniz olursa lütfen paylaşın.